Patoloji rotasyonum bitti ve bölümüme geri döndüm.
Arabayı sanayiye bıraktım. Rutin bakım, triger kayışı ve ön cam değişimi; bir de motor suyu haznesi ve aksamının kontrolü olması gerekiyordu. İnşallah yarın arabayı teslim alırım.
Bugün muhtemelen ilk defa bir Yeşilçam filmini sonuna kadar izledim ve bitirdim: 1976 yapımı Ertem Eğilmez filmi, “Süt Kardeşler”.
İftarı yemekhanede yaptım. Eve geçtiğimde akşam saat 9 olmuştu.
Telefon görüşmelerinden sonra Murat Bardakçı’nın bir programını izlemeye devam ettim.
Adıyaman’da depremzede öğrencilerin sınav hazırlık kitaplarına ihtiyaçları varmış. Onun için bir organizasyon yapılıyordu. Yardımların bir miktarını oraya yönlendirdim. Makbuz, satın alınan kitap listesi ve kitapların fotoğraflarını yollayacaklar. Arkadaşım bizzat takipçisi oluyor, sağolsun.
Bugün kitap okuyamadım ne yazık ki. Öğleden sonra iyiden iyiye yorgunluk çöküyor. Orucun da etkisi var tabi.
Duruma göre bu hafta Bolu’ya gideyim istiyorum. Bakalım program uygun olur mu? Birkaç gün de olsa gidebilsem iyi olacak. Ya nasip.
*
1 Nisan Cumartesi
Dün Bolu’ya geldim. Uçak yolculuğu öncesi gece uyumadım. Esenboğa’dan bizimkiler aldı sağolsunlar. İki kere Mengen’e gittim geldim, uykusuzluk ve üzerine sağlık problemlerim derken gece bayılmışım artık. Zor bir gün oldu.
Bugün evde istirahat ediyorum.
*
Bolu’dayken Batman Eternal serisinin 1. cildine başladım. 2014’te yayınlanmaya başladığı zamanı hatırlıyorum. Haftalık yayınlanıyordu; ayrıca Batman’in ana serileri de çıkmaya devam ediyordu. Takip etmek benim için zordu. Şimdi 3 cilt halinde toplanmış olan serinin 1. cildinin sonuna yaklaştım diyebilirim. Yazan ekipte Scott Snyder’ın olması dikkatimi çekmişti. Guillem March’ı çizer olarak pek sevmiyorum, new 52 zamanındaki Catwoman serisini de unutmuş değilim. Şu ana kadar en beğendiğim çizer deneysel 11. sayıyı çizen Ian Bertram. Onun haricinde Dustin Nguyen zaten eskiden beri bildiğim ve radarımda olan bir isim.
*
Nintendo Switch tekrardan gözüme takıldı. İlk çıktığı zamanı da hatırlıyorum ancak şartlarım pek müsait değildi. Şimdi tekrar araştırmaya başladım. Tabi ülkemizde cihaz da oyunlar da çok pahalı. Cihazın sisteminin kırılması oyun yüklenmesi gibi olaylar da her yerde yapılmıyor, yapılan yere güvenebilmek de lazım. Bir de onun ücreti filan derken açıkçası pek mantıklı gelmedi. Sonuçta henüz sipariş vermedim. Ama cihaz güzel. Zelda veya Pokemon switch serilerini oynamak eğlenceli olur gibi. Media Markt’ta satılıyor resmî garantili. Ancak yurtdışından getirilenlere göre epey pahalı. Tabi diğerlerinin de kullanılmış olup olmayacağının filan bir garantisi yok. Bakalım.
*
Yarın Ankara’ya gitmek niyetindeyim. Sabah otobüsle AŞTİ’ye, oradan da hastaneye kontrollerim için gideyim istiyorum.
Aldous Huxley’nin yazdığı Cesur Yeni Dünya okunmayı bekleyen yüzlerce kitabımdan biriydi. Yazıldığı dönem için olduğu kadar günümüz okurları için de etkileyici olmayı başardığını söyleyebilirim. …. İthaki baskısında yer alan Margaret Atwood’un sunumu ile David Bradshaw'un sonsözünün çok aydınlatıcı olduğunu düşünüyorum. Bundan daha önemlisi 1946 senesinde Aldous Huxley’nin 20. yıl için yazdığı önsöz yazarın ikinci dünya savaşında yaşananlara dair anlatıları yanında yazarın eseri ile ilgili öz eleştiri yapması bakımından önemli buldum. Bu arada belirtmem gerekir ki Bernard Max karakteri inanılmaz derecede sinir bozucuydu.
Kitabın kurgusunda boşluklar olduğu aşikar. Mond’un ajanlık faaliyetlerinden bahsedilebilirdi. Veya Lenina'dan belirli bir aşamada hiç bahsedilmemesi havada kalıyor. Evrene dair aslında söylenebilecek çok daha fazla şey varmış gibi geliyor okuyana. Bu anlamda yazarın eser ile ilgili düşüncelerini daha iyi anlamak adına "Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret" kitabını da okumam lazım.
Kitapta iki önemli kısım var.
Birisi bu kitap bir distopya mı ütopya mı meselesi? Ki bu hususta yazarın da kafası karışık.
Diğeri ise sadece yerliler ve dünya devleti uçlarında iki kutup var ki bunu da yazar 1946 baskısının önsözünde dile getiriyor zaten.
Tabi kitap baştan sona Shakespeare’e bir saygı duruşu. Eserlerinden pek çok yerde bahsedilmiş.
Modern bilim kurgu klasiklerinden H.G Wells’den "Doktor Moreau‘nun Adası"nı okumuştum. "Cesur Yeni Dünya"yı da yeni bitirdim. Orwell’in 1984’ü ile yine Wells’in "Zaman Makinesi" okuma listemde.
*
Mario Vargas Llosa'nın Kelt Rüyası’na bugün başlamak istiyorum. Perulu Arkadaş anlatmıştı.
*
Ice Cream Man’in 4. cildini bitirdikten sonra seriye ara vermek istedim. Black Science serisinin yazarı Rick Remender’in Low serisine başladım. İlk fasikül bitti. Çizimler muhteşem. Bakalım hikaye de tatmin edecek mi?
*
Sabah işe gitmeden önce YouTube’da takılırken Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir Hanımefendilerinin Murat Bardakçı ve Fatih Altaylı ile olan programlarının kaydına denk geldim. Kazım Karabekir Paşa’nın günlüklerinden bahsedildi. Kitaplığımda olduğunu hatırladım ve hemen sayfalarını karıştırdım. Günlük kesitleri programda bahsedilen halde gibi gelmedi bana ama spekülasyon üretmek istemem. YKY baskıları şu an bitmiş. Yeni baskılar Truva Yayınları'ndan çıkıyor. Onu da alıp kıyas etmek lazım. Sonuçta sabah YKY baskılarından bulabildiklerimi (Hayatım, İstiklâl Harbimiz, Birinci Dünya Savaşı Anıları, İttihat ve Terakî Cemiyeti, İstiklal Harbimizde Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Erkanı kitapları) Kidega’dan satın aldım.
*
Cemil Meriç’in hiç bir kitabını henüz okumadım maalesef. Hani bazen bir eserin muhteşem olduğunu bilirsiniz o nedenle tam olarak odaklanarak ilgilenmek istersiniz. İşte bende bu liste çok kabarık. O nedenle bugün Cemil Meriç’in Mağaradakiler, Bu Ülke, Işık Doğudan Gelir kitaplarını İletişim Yayınlarının sitesinden sipariş verdim. Bonus olarak da satın alma listemde olan Fötr Şapkalı Şıh kitabı.
Bugün Tabby’e gitmek niyetindeyim. Kitap bakayım istiyorum.
*
Gittim ve kapalıydı. Çok geç vakitte de gitmemiştim üstelik. Hayırlısı.
*
Kelt Rüyası’na başladım. İlk iki bölüm itibariyle güzel bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim.
*
Bu aralar kafam çok dolu. Can sıkıntıları, hüzünler, melankoli, yalnızlık ve ümitsizlik hisleri…
*
Yarın Domingo Yayınları’nda indirim varmış Kitapyurdu’nda. Eskiden doğrudan yüzde 50 indirim derlerdi. Şimdi yüzde 50’ye varan olmuş indirimler. Bakalım ne kadar makul mantıklı bir kampanya olacak.
*
İşten çıkınca eve gitmek istemedim. İş yerinden bir arkadaşımla yemek yedik. Sonrasında kitap bakayım istedim. Çay içiyorum bir cafe'de. Kitap okudum filan.
*
Gece 10’da terapi seansım var. Yarın akşam da Eski Türkçe Gazete ve Kitabe Okumaları dersim. O da terapi gibi geliyor. Bazen online da olsa olumsuz enerji aldığım insan(lar) olabiliyor. İnşallah olmaz.
*
*
22 Mart 2023 Çarşamba Saat 20:34
Akşam Simit’te oturdum. Yorucu bir gün oldu. Yarın sunumum var. Onunla ilgilendim bugün. İnşallah bu hafta Patoloji rotasyonum bitecek. Arkadaşlarla, Ramazan başlamadan kampüste tostçuya gidelim dedik.
*
Dün ve bugün iş çıkışı Tabby’e gittim tekrar. Deprem sonrası erken kapatıyorlarmış. Saat 7’ye yetişmek biraz zor oluyor tabi. José Saramago, Murat Menteş, Barış Bıçakçı, Umberto Eco, Jean-Paul Sartre, Albert Camus, Gabriel García Márquez, Ercan Kesal kitaplarını çok uygun fiyata bulduğuma gerçekten sevindim. Aklımda birkaç kitap daha var :)
*
Memleketten börek yollamışlar, sağolsunlar.
*
İletişim Yayınları kitaplarım geldi.
*
Yakın zamanda deprem bölgesine yine yardım götüreyim istiyorum. Bakalım ya nasip.
*
Dün akşam Eski Türkçe dersi güzel geçti. Ramazan ayı içerisinde sahur okumaları yapacağız diye niyetlendik, bakalım. Bir mani olmazsa cumartesi gece için sözleştik.
*
23.03.2023
Bugün Ramazan’ın birinci günü. İlk gün için oruç çarptı diyebilirim.
Sunumumu yaptım. İnşallah yarın Patoloji rotasyonunun son günü.
Kendimi inanılmaz yorgun hissediyorum.
İftara yaklaşık iki buçuk saat var. Yemekhanede yemek niyetindeyim. Sonrası için bir şey düşünmedim.
*
Bazen hiç huzur bulamıyorum gibi geliyor. Ve hayatım boyunca da hep bunu aradım/arıyorum gibi. Daha ne kadar böyle devam edecek meçhul. Düşünüyorum yaklaşık sekiz-on sene önce yazdıklarımı filan da. Mekânlar değişiyor, yaşlanıyorum ve huzur, aramaya devam ediyorum.
*
Arkadaşlarla hastane yemekhanesinde iftar yaptık. Geek Cafe’ye geçtim. Hava bugün güzel. Dışarıda oturuyorum. Filtre kahve sipariş ettim, yanlışlıkla büyük boy.
*
Kaç gündür akşamları bu şekilde İbrahimli semtinde olma sebebimi düşündüm. Birincisi evde tıkılı düşünüp durmamak için kendimi dışarıda olmaya zorlamak. Diğer sebep ise, sanki normal bir hayatım varmış gibi, sanki “üst sınıf semtlerde” bir evim ve beni bekleyen birileri varmış gibi hayal kurmaya itmesi muhtemelen. Daha çok hissî bir şey. Oturup hayal etmek gibi değil de bu duygu ile oturup vakit geçirmek.
*
Kubbealtı Neşriyât’tan Münir Nureddin Selçuk ile ilgili bir kitap yayınlanmış: “İstanbul’un Engin Sesi - 40 Yılın Ardından Münir Nureddin Selçuk”. Tabi Kubbealtı Vakfı’nın YouTube kanalının Münir Nureddin Selçuk’un oğlu tarafından yakın zamanda telif sebep gösterilerek şikayet edilmesi ve askıya alınmış olması da manidar bir durum. (Not: Bahsettiğimiz kişi rahmetli Timur Selçuk Beyefendi değil. Ve evet kanala şu anda erişilebiliyor.)
*
26.03.2023 Saat 04:32
Bu gece Eski Türkçe Gazete ve Kitâbe okumaları sahur özel programımızı yaptık. Değişiklik oldu. Güzel oldu bence.
Cuma akşam Tabby'den Murakami, Amin Maalouf, Kazuo İshiguro, İhsan Oktay Anar, Peyami Safa kitapları aldım. Bu ayki son Tabby alışverişim olabilir. Fiyatlara da zam getirecekler muhtemelen.
Cumartesi gününü istirahat ederek geçirdim. Artık haftanın yorgunluğu mu yoksa oruçtan mı bilmiyorum ama gün içerisinde uyumak zorunda kaldım. Adıyaman'a gitme niyetim vardı, gidemedim maalesef.
*
Saat 10:34
Bu hafta Tabby'den aldığım kitaplar, raflarda ön sıradakiler.
Önceden bahsettiğim gibi Hannibal Barca'nın hayatını okuyorum. Kendisi ile ilgili bir kitap daha okumuştum ancak o yüzeysel bir anlatıma sahipti. Hannibal, hakikaten bir askerî dehâ. Okurken Roma İmparatorluğu'na sinirlenmemek elde değil. Derken aklıma çizgi romanlarım geldi. Asteriks ve Oburiks'in Roma İmparatorluğu ile dalga geçen maceraları da çok güzeldi.
Altyazı Dergisi Eylül/Ekim sayısını yayınlamış. Konu ilgi çekici. Ayrıca matbu olarak da, "Bir An: 70 Unutulmaz Film Sahnesi" isimli özel sayılarını yayınlıyorlarmış. Gayet güzel.